Archiv für den Monat März 2009

BU GEMİ .. Ç.Şiirdir

Dienstag, 24. März 2009

Gün gelip helbet bir gün,
kalkacak ya bu gemi,
Kaldığı bu Limandan.
Demir alma zamanı,
Geldi geçmekte hani.
Rabbine kavuşacak, özünde var imanı,
Hayat denen limandan,
geldi kalkma zamanı..
Liman! sanki bir handır,
Vakti gelenler gider,
Geldi bak zaman yakın,
Demir alma zamanı..
Çalarım belki bende,
Son veda düdüğünü..
Dostlarım duyduğunda,
gurbette öldüğümü..
Üzülmesinler sakın,göz yaşı da istemem
Vuslata erme günüm, özüme döndüğümü..
Hayat denen limandan,
Yolcu yoluna deyip, kalkacak ya bu gemi,
İnsan oğlu fanidir, helbette ölünecek,
Menzile gidilecek, Menzile gidilecek…
Erdoğan Dansuk
26/12/ 2001 –Alm
www.erdogandansuk.com Bize ulaşınız adresimiz = info@erdogandansuk.com

Sevgili Dostlarım ! tabii ki her yaşayan bizler için sonu düşünmek,en azından kendini hazırlamak yani ölüm allahın emri birde ayrılık olmasaydı diyorum.bütün okurlarım hepinizi çok seviyorum.kucak dolusu sevgiler selâmlar.. 19/4/ 05 Alm

UTANIRIM..Ç.Şiirdir

Dienstag, 24. März 2009

Bir rüya gibiydi,
Nasıl başladı? Nasıl bitti?
Elli yıl evvel ben onüçlerde,
Bıyıklarım hafiften terliydi,
Hasibe ninenin torunu
Vasviyenin kızıydı Müjgân..
Tarifi mümkün değil
Ne kadar güzel desem,
Mahallenin yıldızıydı Müjgân..
Değmedi eli elime
Gözü gözümde,yüreği yüreğimdeydi.
Sahi O neydi? Ben neydim?
Ateşi tanıdım, kâbusu tanıdım.
O yaklaşırdı konuşsun,
Ben konuşamaz utanırdım..
Ana dedim ana, ilk aşkmıydı ne?
Git bu kızı iste bana
Sen delirdinmi oğul? Dedi ana.
Aha ! daha yaşın onüç,
Sende henüz yok O güç.
Eyvah ! dedim yıkıldı Dünyam..
Ne zaman düşse aklıma çocukluğum,
Hep! O anı hatırlarım.
Yüzüm kızarır ter basar,
Utanırım, utanırım, utanırım …….

Erdoğan Dansuk
16 / 8 / 2001- Alm
www.erdogandansuk.com
info@erdogandansuk.com

DERBİNİN ARDINDAN. G.S = 1- BJK = 0

Montag, 23. März 2009

FUTBOL … Derbinin ardından= G.Saray 1 – Beşiktaş 0 –

Fıkra gibi bir şeyle başlamak istiyorum… 19, 9, 2006 = Almanya

Değerli okurlarım! Bugün bu yazıma başlamadan evvel sizlere şöyle birazda fıkraya benzer başımdan geçenlerden bahis etmek istedim, şöyle ki uzun yıllar öncesi bir dostum Türkiyeden gelir Marmara birlik Zeytinlerini Pazarlamak için Avrupada şehir şehir dolaşarak numuneler gösterip büyük kabzımal, esnaflarla konuşarak satışlar yapacaktır. Benimde memleketten tanıdığım bu kardeşim bana telefon eder ağabey bu saatte Hamburgta olacağım oradan Bremene geçip bu gece orada otelde kalacağız yarında esnafa numuneler göstererek bir ticari gezi yapacağız dedi bende Hamburga Akşam saati idi arabamla gittim onun treni Frankfurttan geldi kendisini karşıladım elinde bir bavulu var ve benimde öyle pijamam falan orta büyüklükte el çantam. Fort Taunus kombi bir arabam var. Arka kapıyı açıp onun bavulunuda koyduk ver elini Bremen neyse bir saat sonra Bremendeyiz gece yatacak bir otel dedik, tam istasyon önünde arabayı park ettik kendisinin almancası yok ister istemez bende beraber gittim. Otelde yer ayırttık ve arabaya dönüp eşyaları alacağız ki ne görelim o on dakika içersinde arabaya kilide neyle vurduysa kapı kilit kırılmış ikimizinde eşyası bavul ve benim büyük çe el çantam çalınmıştı. Polise bildirdik falan amma hiçbir netice alamadık. Fakat benim hiç unutamadığım bu olay bende bakınız nasıl yer etmişti? Bu değerli kardeşim öyle minyon tipli ufak tefek narin bir beyefendi çok titiz extra gömlekleri terzisi diker Elbiseleri El dikişi, bavulunda bir takım elbisesi ve extra dikilmiş gömlekleri, polisler yazdı çizdi onlar gittiler şöyle bana döndü ne dedi bilirmisiniz okadar masum, okadar içtenlikle, Erdoğan ağbi dedi şimdi bu hırsız bilse benim ona nebir gömleğim, ne atletim ne kilotum olur, ne dersin çalarmıy-dı benim bavulumu dedi? Bakınız yirmibeş yıl sonra nereden aklıma geldi, şimdi benimle uğraşanlar var bu günlerde İnternetime bir hırsızmı desem huysuzmu desem mikrop virüsmü desem, geldi vurdu kırdı geçti sanki nebir meil çekebili-yorum ne gönderiyorum ve bende oturdum bu dostumun dediği gibi bu yaramaz
İnsana sesleniyorum, Kardeşim yetmişe dayanan bu yaşımda sanki benim oyun-cağım gibi olmuş bu merete neden dokunupta beni sanki yetim koydunuz? Bir yere ulaşma olanağım kalmadı, sizden ricam tekrar eski haline getirip birde özür yazarsanız sizi af edebilirim. (AYNİ ZAMANDA BU BİR KAYIP İLANIDIR.) Evet benim size ne bir gömleğim ne kilotum ne fanilem yaramaz diyor sağlık sıhhat afiyetler diliyorum..

FUTBOL =

Şimdi iki gündür Derbinin ardından çeşitli futbol yazar ve düşünürlerinin bazı konuşmaları ve gazetelerden bazı yorumlarını gözlemliyorum. Herkez bir ayrı telden çalıyor kimisi yok efendim şöyle yok efendim böyle yorumlarda yap-ılıyor benim burada konuşulanların dışında bir şeye parmak basmak isteğim var
şöyleki bütün yorumcuların parmak basamadığı veya gözden kaçırdığıda diyebi-liriz bir takımda kaptan meselesi. Yani takımın başında kolluğu takıpta kaptan anlamında değil yani bir gemide kaptan anlamında. Beşiktaş tamamen genç ve yeni oyunculardan kurulu taptaze bir takım. Sayın Tigana geldiğinde hemen bir mücadeleye girdi bunu bizim daha önceki yazılarımda da söyledim futbol zama-na ve zemine dayalı diye fakat unutmamak lâzım ki bir maçın içerisinde doksan dakika o maçı kazanacak tecrübeye sahip oyuncular vardır.Meselâ Sergen yalçın bunu biz zamanla hep gördük sayın Tigana bunları hiçmi hiç düşünmeden bu bana yaramaz deyip üzerlerine birer çizgi çizdi işte yanlış burada benim görü-şüm son üç kayıptada Sergen Takımda olsa idi bu mağlubiyetler olmazdı. Geçtiğimiz yıllar bunları biz hep gördük fakat futbol o kadar nankör meslek ki bir anda yok sayılabiliyorsun, işte Tigana ve geçmişte Fenerbahçeden Yusuf Şimşek! Daum Geldi Yusuf Fener bahçenin jokeri gibi kurtarıcısı idi ama adam kafaya koymuş “Alex’i alacak,” ve ne tekim her maç ya oyunda yok ya son yirmi dakika gözden düşürmek için ne lâzımsa onu yaptı nihayet kadro dışı ve Fenerbahçeden uzaklaştırıldı, aynen öyle yapmadımı? İşte orada duracaksınız, çünkü yönetimde bunun neden böyle olduğunu soracak kapasitede futbolu bilen olmadığı içindir ki bu hocalar hep ayni oyunu oynarlar. Şimdi soruyorum Sayın Başkan aziz Yıldırım bey! Acaba bay Daum Alex’in menejeri ile bir anlaşma yapamazmı? Bu bir alex değilde bir başkasıda olabilir. Neticemi kendi evlâdı-mız Yusuf Şimşek tam üç sene bu acıyı, ızdırabı sinesinde taşımış ve nihayet kine nefrete dönüşen bu acıyı almak peşine düşmüştür ve nihayet bir intikam maçı Denizli Sahasında Feneri şampiyonluktan etmiştir, sahadaki göerevini bitirmiş türbüne koşarak amigoluk yapmıştır, bu gerçeği bütün futbol severler görmüş ve ayakta alkışlamıştır. Bu yaşanmış bir gerçektir. Şimdi Sergen Yalçın olayıda budur, Tigana en azından eski kasetleri seyredip bir Sergenin Beşiktaşta ne olduğunu geçmişte neler verdiğini nasıl bir futbolcu olduğunu bilip sorgula- madan bu bana yaramaz demiştir. bakınız yeri gelmişken hemen ifade edeyim ki bugün Galatasarayda Hakan Şükürde odur üç asist bir penaltı Galatasaray maçı alıp götürmüştür, anlatmak istediğim işte bir gemide kaptan olayı budur. Sayın Tigana belkide kendi ölçülerine göre bir başka düşünebilir. Amma bir gerçek var ki şaşmaz bir gerçektir, tecrübe ve işi iyi bilmek. Bakınız ACİ ! Galatasaraya geldiğinde otuzbeş üzeriydi sanırım herkes budamı ne yapar dendi ve kaldığı müddetçe yıldız olarak kaldı. Çünkü işi çok iyi bildiğinde birde özverili çalıştı-ğında zaten olmaz diye bir şey yoktur. Şimdi bu Tigana denen hocamız kardeşi-miz bir yabancı Ülkeye bir yabancı takıma geliyorsunuz bunun gerçek değerleri ni en azından biraz sorup öğrenmek veya geçmişten bazı kasetlerini falan seyre-dip kim kimdir kim nedir diye bir araştırma yapmazsanız işte böyle olur yolda lastik patlar dostum. Bakın bugün tekrar söylüyorum, Sergeni tek tanıyan hocadır Lucesku, “ Misâl olarak söylüyorum.” eğer bugün Fenerbahçeye gelsin ilk işi Sergeni Transfer eder yüzüncü yılda Feneri şampiyon yapar Avrupada da güzel maçlar oynatır diyorum. Antrenörün günümüzde önemini anlamayan yöne timler milyon dolarları maalesef boşa harcamaktadırlar. Benim tek tavsiyem vardır bu işi bilen menejerlere ve danışma büroları ile birlikte çalışmak en güzel yöntemdir. Aksi halde borsaya açılmış bu güzide kulüplerimiz kayıp yazacaklar-dır, ister istemez danışma ve yönlendirme büroları ve menejerlik büroları ile birlikte çalışmak mecburiyetleri vardır.
Sevgili okurlarım bu günlük sizlerle biraz olsun dertleşebildik gelecek günler bakalım daha nasıl ne günlere gebedir, hangi teknik adamlar gidecek hangileri gelecektir? Bekleyip göreceğiz.. Yanlız şunu bilhassa belirtmek isterim ki günü müzde artık bukadar yüklü menbalar ödeyip tabir caiz ise sokağa atmak veya atan yönetimler sorgulanmalıdır. Meselâ benim bir önceki yazımda belirttim bir Tümer’n transferi Fenerbahçe için üçbeş milyon doların sokağa atılması demek-tir. Bana bedava verseler Tümeri fenere almazdım dedim ve yine ayni fikrimden caymış değilim ortada bir gerçek varki onu kaldırmak mümkün olmuyor. Sol ayaklı Tümer yine ayni mevkide solayaklı Alex. Mantık dışı bir transfer değilde nedir? Onuda Daumun olayındaki gibi menejeri ve hangi yöneticinin israrı ile oldu bir bakmak lâzım diye düşünüyor, acaba kimler biraz nasiplendi diyorum ? bugün burada sizlere veda etmeden sağlık sıhhat ve afiyetler diliyorum sevgili okurlarım zor günler bende hep zor yazılar seçiyor sizleri biraz olsun beyin jimnastiğine zorluyorum yani acaba? Diye sizleride düşünmeye zorluyor ve mut lu yarınlar diyorum. YANİ ACABA ? önümüzdeki günler nelere gebe bekleyip göreceğiz diyorum..
Erdoğan Dansuk = 19, 9, 2006 = Salı= Alm
www.erdogandansuk.com