Archiv für die Kategorie ‘Futbol’

BARCELONA - MANCHESTER MACI

Samstag, 30. Mai 2009

 

ONDAN  BUNDAN..                                28. mayıs. 2009 – Alm

 

             EVET!!  - 2 -   FUTBOL!

 

    Bir ikinci evette Futbol diyelim dün gece şampiyonlar ligi finalini televizyon-dan seyrettim. Barcelona – Manchester! 2 – 0  Hemen ifade edeyim ki bir futbol şöleni olarak tarihe not düşen bir maç oldu, her iki takımıda kutlamamak elde değil, futbol adına ders alınacak ve adına doktora yazılacak bir maç olarak arşi-vime sakladım. Aşağı yukarı bütün yazılarımda temas ederim Futbol göz zevki veren bir temaşadır derim dün gece o zevki doya doya yaşatan her iki takımıda kutlarım. Burada maçın en can alıcı yönü dostça ve kardeşçe kavga ve gürültü-süz bitmesi ile herkesin hakkına razı olmasını gördük. Milyonlarca televizyon sehircisinin izlediği bu şölen umarım yıllarca hatırlarda kalacaktır.

      Şimdi sevgili okurlarım! Böyle maçlar tabir caiz ise bir santraç oyunu gibidir daha ziyade Teknik Drektörler ve yıldız futbolcular neticeye nokta koyarlar. Ve ne tekim dünde öyle olmuştur sistem, strateji, taktik maçta ön plandadır. Böyle maçlar maalesef zor pozisyon yakalanan maçlardır, burada golcüler ve yıldız futbolcular ön plana çıkar. Dünkü maçta “MESSİ! mi? RONALDO! Mu?” soru-su vardı acaba hangisi? Ben burada hangisi olduğu kararını size bırakıp bir baş-kayı sizlerle paylaşmak istedim. Bu iki futbolcu adına bazı özellikleri ve teknik heyet adınada bir şeyler söylemek isterim. Genel olarak birşeyler söylemem için önce bu iki genç futbolcu arasındaki fiziksel yapılarına bir bakalım. “Ronaldo!” daha boylu poslu fiziğine baktığımızda futbol oynaması için allah vergisi bir yapısı var. “Messi!” ise 169 boyunda yere sağlam basan çok çabuk ve bu işi çok iyi bilen bir futbolcu hüviyetini fazlasıyla anlatan kimse. Şimdi oyun tarzlarına göre ve teknik drektörlerin kendilerine verilen göreve ilaveten kendi bilgilerini de oyuna katanlar olarak yorum yapmak mecburiyetindeyiz. Meselâ oyunun hemen ilk on dakikası Mancester takımı oyuna sanki bir fırtına gibi başladı, Ronaldo! 3 defa  onsekiz mevki dışından şut denemeleri yaptı, hemen ifade edeyim atılan şutların üzerinden yorum yapalım dersek istikamet olarak doğruy-du, yani ters köşeye vurulan şutlardı, fakat mesafenin uzaklığı ve isabet şansı zayıf ve kalecinin de müdahale edip sahip olacağı şutlardı, ilk yirmi dakikayı birbilerini yoklayarak geçiren bu iki takım arasındaki dakikalar uzayınca Barse-lona oyunda bir denge kurup ve birde geliştirdiği bir akınla golü buldu, bu bir teknik kadronun sistem başarısıydı. Aslında maçı seyrettiğinizda sanki Mances-ter takımı üstün gibi görünmesine rağmen mağlup olan taraftı. Bakınız baştanda söyledim boyunun 169 olmasına rağmen hiçte bundan bir yakınması yoktu çün-kü ayağı sağlam basıyordu birde aklını, bilgisini ortaya koyduğunda fark hemen ortaya çıkıyordu. Meselâ atmış olduğu o kafa golü tamamen akıl doluydu çünkü bizim her zaman söylediğimiz topa sahip olmadan kalenin boş olan yerini çok iyi görmüş üstelik zamanlamayıda çok iyi yapmıştı, kaleci sağ tarafa hareket halindeyken o kalenin boş köşesine vurmayı başarmıştı. İşte futbolun inceliği buradır. Bakınız geçmişte boyu 170 civarında olan futbolcular içerisinde gol kralı olmuş onlarca futbolcu saymak mümkündür. Şimdiki gençler pek hatırla-maz, bir zamanlar Bayern Münchende bir Hansi Müller vardı belkide 170 bile değildi boyu fakat her vurmuş olduğu şut gol, o ise arkasına bile bakmadan döner santraya giderdi, yani tabir caiz ise adrese teslim yollardı her attığı şutu. Meselâ Türkiyede bir Özer Umdu! Ancak 170 boylarında düşecek takımdan Adana spordan Türkiye liglerinin gol kralı oldu. Bir Tanju kardeşimiz yıllarca gol kralı oldu. Şimdi hemen şunu ifade edeyim anlatmak istediğim olay son hareket’ten önceki kafanızı kaldırıp atacağınız yeri illâ ki görmek olacaktır işte bizde Türk Futbolundaki noksan bence burada meydana çıkmaktadır, bu meleke yi kazanmak demektir, Futbola başlarken öğrenilmesi gerekli illâki bir olmazsa olmazdır. Nokta vuruşlar çok önemlidir buda uzun çalışmalarla kazanılır.

   Şimdi böyle büyük maçlar daha öncede dedimya Teknik Drektörler ve Gol atmakta üstün becerisi olanların maçı olur nitekim Messi ve teknik Drektörün başarısıdır bu kupayı kulübün şeref köşesine taşımıştır.

 

   Ülkemize dönüpte şöyle bir baktığımızda ligte son haftaya girilmesine rağmen şu anda halen lig şampiyonluğu ve son düşecek takımın kim olacağı belli değil-dir. Geçtiğimiz yıl Avrupa şampiyonası milli takımdan dönen sakat futbolcuları-nın iki güzide kulübümüz Fenerbahçe ve Galatasarayın tamamen belini kırmış hem avrupa hem kupa hemde ligten koparmıştır. Buna hayır diyebilecek bir kişi çıkabilirmi? Şu anda tarihte yaşanmamış bir olay yaşanmaktadır. Bir ikinci mese lede bu ülkede bu böyle olmuştur diye bir yorum yapılmamıştır. Kulüpler bu zararı sineye çekmiş buna sebep olan milli takım hocası mükâfat olarak aylığını 200 milyara çıkarmıştır, şimdi bazıları ne olmuş bak Avrupa üçüncüsü olduk ya diyerek görüş bildirebilirler, fakat bir şeyi kazanacağım diyerek geriye bir enkaz bırakmak her halde yabana atılacak bir şey olmasa gerek diye düşünmekteyim.     

     Şu anda birde Ülkemizde Mustafa Denizli Hayranlığı var onada şaşıyorum üç büyükleri şampiyon yapacak deniyor, Galatasarayı şampiyon yaptı, Fenerbahçe-yi şampiyon yaptı şimdi sıra Beşiktaşta deniyor. Doğrudur Galatasaray şampi-yon olduğunda Dervalin kurupta şampiyon hale getirdiği takım zaten şampiyon olacaktı, Fenerbahçe hakeza en güçlü kadrosu ile rakip tanımaz bir kadroydu bu yıl Beşiktaş kadrosu Ertuğrul sağlamın kurarak mucadele verdiği bir kadrodur ki bu kadronun şampiyon olmaması bu şartlar altında hem yazık hemde günahtır. Mustafa Denizli! Hızlı giden Trene ara istasyonda binmiş bir şimendifer gibidir. Bazı köşe yazarlarının dolduruşu ile sayın Başkan Demirören bir panik yaşamış-tır. Bir yere not alınız lütfen alınız, gelecek yıl bu zamanda gene konuşuruz. Çünkü kendisinde fazla bir şeyi olmayan birinin başkalarına verebileceği birşey olamaz diye düşünmekteyim. Diyeceksiniz ki hiçmi olumlu yanı yok helbette var Yusufu Transferi en olumlu yönüdür bakınız geçtiğimiz haftalarda sayın Toroğlu Messi ile Yusufu mukayese ediyordu, benim için ikiside ayni ölçektedir Yusufun atmış olduğu gole bakın. İster bir milyon olsun ister elli milyon mühim olan maçı alıp götürmektir, aradaki fark bahsini ettiğimiz farktır… Erd. Dansuk

 

 

 

 

 

KOMP- TRT- TÜRKÜLER

Freitag, 01. Mai 2009

FUTBOL = Derbi = GS. Beşiktaş

Montag, 23. März 2009

fussball1FUTBOL = Galatasaray – Beşiktaş !! Derbi..

Yani beş saat sonra oynanacak olan bu maç herkesin herbir yorumuna açık herkez birşeyler yazıyor ve konuşmakta. İkibin altı ikibin yedi futbol sezonu ön-ce hayırlı uğurlu olması lâzım bizim başta gelen dileklerimizdir, kazasız belâsız dövüş ve kavgasız bir Türkiye ligi en büyük arzumuzdur. Futbol bir spor tabii ki kazanmak için oynanan bir spor dalıdır, üstelik bir ekip oyunu yani onbir kişi ile oynanır tabii ki yirmi yirmibeş kişilik kadroları mevcut olup sanki bir maraton sporudur. Onsekiz takım iki devre süren maçlar otuzdört hafta ve birde eğer var-sa Avrupa kupaları falan yani yılın uzun zamanı çalışma ile geçecektir demektir.
Sevgili okurlarım futbol öyle dışarıdan görüldüğü gibi sanki bir boyacı küpü değildir, çalışma düzeni taktik sistem her birisi bir ayrı çalışma ürünü olup zama na ihtiyaç vardır. Geçen yılın şampiyonu Galatasaray bugün halen toparlanmış değildir, bakıyorumda futbol yazarları herbiri bir ayrı yorum yapıyor buyıl Gala-tasaray lig başlayalı beş hafta olmuş halâ şöyle kendine gelmiş değildir, üstelik şimdi hiç yoktan problemler bir başka yöne odaklanmış yok efendim Gerets suç-lu yani bir yere bir şeyler yakıştırmaktadırlar.Aslında varya bir hastalığın nedeni bilinmezse onun tedaviside olmaz veya yanlış tedavi dahada kötü duruma getirir
Bakınız bugün Galatasaray halen geçtiğimiz yılın şokunu yaşamaktadır. Önce bu teşhisi tam koyalım geçen yıl nereden gelip nasıl şampiyon oldu? Bu bir şoktur halâ futbolcular, antrenör, yönetim, taraftarlar o şokun etkisi altındadırlar önce durup şöyle bir kendine gelecekler bu işler öyle sanıldığı gibi kolaymı? Bakınız geçmişte Beşiktaş! Bir önceki yıl şampiyon diğer yıl ilk devre onbir puan ileride ve ligin sonunda şampiyonluk gitmiş Daumun takımı F.Bahçenin onbeş puanmı ne gerisinde, bizim burada takımların neden öyle falan diye bir analizini yapma-dan genel olarak bunun böyle olduğunu söylemek istiyoruz, yani diyoruz ki şam piyonluk genelde çok zor taşınan bir elbise gibidir, bir havaya girdiğinizde daha sizi kimse tutamaz imparator derler oturturlar baş köşeye eğer birde işler yolun-da gitmezde ters dönerse artık işte o zaman görürsünüz o sizi göklere çıkaranlar bir bir kaybolurlar, siz kendinizle kalırsınız eğer varsa dağarcığınızda mücadele-nizi kazanırsanız bizde mutlu oluruz. Şimdi anlatmak istediğim bu akşam Galata saray- Beşiktaş derbi maçı her iki takım içinde kritik maç aslında kaç yıldır kriz yaşayan Beşiktaş buyıl belki biraz toparlanır gibi oldu, şampiyonluğun ardından kaç yıldır hep bunalım yaşamadımı? Kaç tane hoca gitti ve geldi bu işler dedim ya öyle pekte dışarıdan göründüğü gibi olmaz, iyi bir teknik kadro zamana daya-lı çalışma ile ancak kendine gelebilir takım. Yine diyorum futbol boyacı küpü değildir hazırla boyayı sür duvara oldu diyemezsin. Yirmi tane beyinin tek bir kafa olması lâzım. Sistemi var, taktiği düzeni var, herşeyi bir ayrı bilip öğrenme si lâzım o nedenle diyorumki zamanla bu işi iyibilen ve öğreten hocalarla olacak tır. Ben bazen yazıyor ve konuştuğum insanlardan tepkide alıyorum. Yani diyor-lar adam milyon dolarlarla gelmiş hoca kalkıp ona birde futbolun A’ sınımı öğ-retsin diyorlar. İşte orada durup bazı şeyleri sorgulamamız lâzım değilmi? Biz bir önceki yazımda Fenerbahçenin A’ dan Z’ ye yanlışları var diye yazdım mese lâ bir Tümer Transferini bana bedavaya da verseler almazdım dedim gene ayni fikirdeyim, çünkü şimdide ileride de problem olacaktır, kaprisleri vardır sol ayak lı onun yerinde oynayan Alex! Takımın jokeridir gol yapan pas atan ve her maç-ta takımı kurtaran adamdır.Diyeceksinizki Tümer öyle değilmi? Bakınız bu hoca Brazilyalı Alex’i yedeğe alıpta Tümerden bir şey beklemez ve üç maç Tümeri oynatmasın benden söylemesi siz o zaman görünüz…
Ha şimdi biz bu akşam oynanacak derbiye dönelim her iki hoca içinde kritik bir gece, Gerets eğer maçı alırsa rahatlayacak çünkü büyük bir baskı altında basın ve yönetim suçlu arama peşine düşmüşler illâ ki bir günah keçisi diyorlar bakalım akşamı bekleyeceğiz. Tigana ise oda tamamen kendisine has bir hoca gençlerden kurulu bir takımla ama oda problemleri var henüz oturmuş değil ta-kımı bazı taktik hatalar yaptığı söyleniyor ben şöyle çıplak gözlede olsa televiz-yondanda olsa seyretmiş değilim sadece gazetelerden ve yorumculardan okuyor öyle düşünüyorum onunda tabii ki zamana ihtiyacı vardır ve olacaktır, bir takım-dan yedi sekiz kişi değişipte yeni bir takım oluşması tabii ki zaman isteyecektir.
Birde şunu söylemeden edemiyeceğim ben şahsım adına “ Bir Sergen Yalçın!” fanatiyiğim keşke birkaç yıl evvel gelseydi de acaba böyle acımasız harcarmıydı Sergeni? diye kendime kendime soruyorum .. Evet sevgili okurlarım bir sonraki yazımda gene sizlerle olmak dileklerimle..
Erdoğan Dansuk = 17, 9, 2006= Pazar //// saat 16,30